17 Ağustos 2009 Pazartesi

Hayali ajans anılarım

Alamet'de birgün sohbet esasında en favori filmlerimden birinin Küp(Cube,http://www.imdb.com/title/tt0123755) olduğunu,filmin neredeyse tek bir mekanda geçtiğini ama çok sürükleyici bir öyküsü olduğunu ve benzerlerinin mutlaka yapılacağını söylemiştim.O günden sonra lakabım "Küpcü" olmuştu.Küpcü aşağı,küpcü yukarı.Lakapdan hoşlanmamıştım ama ajans içi samimiyetten hoşlanmıştım.Bazı akşamlar da Belediye'nin açtığı Doğalgaz ve Kalorifer Tesisatçılığı kursuna gidiyordum,Çünkü birgün yaratıcılığımı kaybeder ve yazamassam, ajanstaki tamir ve onarım işlerine bakarak Ajansta kalabilirdim ancak. Ajans'taki ortamı çok sevmiştim ve asla ayrılmak istemiyordum.

Hayali ajans anılarım

Alamet'de işe başlayalı bir buçuk ay olmuştu.
Sabah işe geldiğimde odada Stephen King'in balmumundan heykeliyle
karşılaşmıştım.Yazarken sürekli dikkatim dağılıyordu.Heykel birden canlanıp üstüme gelecek gibi geliyordu.Oysa ki Şahan'a Turkcell reklamı yazmam gerekiyordu.Heykel'in bakışları sürekli benim üzerindeymiş gibi geliyordu.Gerilmiştim,hiç birşey yazamıyordum.Sonra kendime birgün Stephen King'in gelmiş geçmiş en iyi roman uyarlaması olacak filmini çekeceğime söz verdim.O an rahatlamıştım.Heykel de bana gülümsüyormuş gibi geliyordu artık.Senaryoyu bitirerek teslim ettim.

Hayali ajans anılarım

Alamet'de junior olarak işe başlayalı bir ay olmuştu.Derken birgün kazancının işe gelmediğini,kazan dairesine inip kömür taşımamı söylemişlerdi.Bozulmuştum.Yine çetin bir imtihanla karşı karşıyaydım.Derken birisi omuzuma dokundu ve ben uyandım.Meğerse herşey rüyaymış.Derin bir oh çekip rahatlamıştım.

Hayali ajans anılarım

Alamet"de ilk iş günümdü.Öğle yemeğindeki pizzayı afiyetle
götürmüştüm.Derken midemde bir yanma hissettim.Pizzadaki sosisler
bozuktu ve ben zehirlenmiştim.Çalışanlardan birisi ilkyardım çantası içinde sadece zehirlenmelerde kullanılabilen bır zaman makinesi olduğunu söyledi.Zaman makinesini kullanarak beş dakika geriye gidip yediğim pizzayı yemedim.Böylece zehirlenmekten kurtuldum.Keşke bu zaman makinesi sadece zehirlenmelerde değil her sorunun çözümünde kullanılabilseydi..

70'lere geri dönelim.


70'lerde kahbelik yoktu,70'lerde sağlam arkadaşlıklar vardı.
70'lerde insanlar sonsuz aşka inanırdı.70'lerde nefret duygusu hayatın merkezinde değildi.70'lerde insanlar, henüz insanlığa inancını yitirmemişti.Onun için 70'lere geri dönelim arkadaşlar.

27)"Sütlü Nuriye" adlı tatlı ismini yasaklayarak Nuri ve Nuriye isimli kişilerin rencide edilmesine engel olma özelliği

Yaptığım şakalardan kimsenin rencide olmamasına dikkat etmeliyim.

26)"Sinekler şahittir aşkımıza" adlı şarkı yapabilme özelliği

İnsan, aşk acısını yenebilmek için yeri geldiğinde kendisiyle
ve en derin duygularıyla dalga geçebilmeli.